بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالَ فَٱخْرُجْ مِنْهَا فَإِنَّكَ رَجِيمٌ ٣٤

O halde, dedi: çık oradan çünkü sen racîmsin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَإِنَّ عَلَيْكَ ٱللَّعْنَةَ إِلَىٰ يَوْمِ ٱلدِّينِ ٣٥

Ve bu lânet ceza gününe kadar üzerindedir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ رَبِّ فَأَنظِرْنِىٓ إِلَىٰ يَوْمِ يُبْعَثُونَ ٣٦

Rabbim! dedi, öyle ise bana onların ba's olunacakları güne kadar mühlet ver.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ فَإِنَّكَ مِنَ ٱلْمُنظَرِينَ ٣٧

Haydi dedi: sen mühlet verilenlerdensin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِلَىٰ يَوْمِ ٱلْوَقْتِ ٱلْمَعْلُومِ ٣٨

Vakti malûm gününe kadar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ رَبِّ بِمَآ أَغْوَيْتَنِى لَأُزَيِّنَنَّ لَهُمْ فِى ٱلْأَرْضِ وَلَأُغْوِيَنَّهُمْ أَجْمَعِينَ ٣٩

Rabbim, dedi: beni azdırmana kasem ederim ki her halde ben onlar için arzda tezyinat yapacağım ve hepsini iğvâ edeceğim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِلَّا عِبَادَكَ مِنْهُمُ ٱلْمُخْلَصِينَ ٤٠

Ancak içlerinden ihlâs verilen kulların müstesnâ.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ هَٰذَا صِرَٰطٌ عَلَىَّ مُسْتَقِيمٌ ٤١

Bu, dedi: bir câdde "teahhüd ederim" dos doğru.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّ عِبَادِى لَيْسَ لَكَ عَلَيْهِمْ سُلْطَٰنٌ إِلَّا مَنِ ٱتَّبَعَكَ مِنَ ٱلْغَاوِينَ ٤٢

Hakikat o kullarım, senin onlar üzerine bir sultan yoktur, ancak azgınlardan sana uyanlar başka.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَإِنَّ جَهَنَّمَ لَمَوْعِدُهُمْ أَجْمَعِينَ ٤٣

Elbet bunların da hepsinin mevıdleri şüphesiz cehennem.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لَهَا سَبْعَةُ أَبْوَٰبٍ لِّكُلِّ بَابٍ مِّنْهُمْ جُزْءٌ مَّقْسُومٌ ٤٤

Onun yedi kapısı vardır, her kapıya onlardan bir cüz-i maksum.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu